Toplumun karşı karşıya olduğu en büyük zorluklardan biri, her açıdan sürdürülebilirlik konusudur. İklim değişikliği hem gezegeni hem de insanları tehdit ederken; insanlar eşitsizlik, kötü finansal sağlık ve hatta temel insan haklarından yoksunluk gibi sorunlarla mücadele etmek zorunda kalabiliyor.
Zorluklar arttıkça, hükümetlerin ve şirketlerin harekete geçerek bu sorunlarla başa çıkmak adına daha fazla sorumluluk almaları gerektiği daha net görülüyor.
Dünya değişirken, bankacılığın da buna ayak uydurması gerekiyor.
Dünya ile birlikte biz ve müşterilerimiz de düşük karbon ekonomisine geçiyoruz. Bu ekonomiye geçişin bir gecede gerçekleşmeyeceğinin bilincindeyiz. Hâlâ finanse ettiğimiz sürdürülebilir olmayan faaliyetler daha fazla olsa da giderek daha çok sürdürülebilir faaliyeti finanse ediyor ve bunun için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu da mevcut küresel ekonominin ve dünyanın ne kadar ilerlediğinin bir yansıması.
Sürdürülebilirliği iş yapış şeklimizin merkezine koymayı, gezegenin ve insanların ekonomik büyüme kadar önemli olduğu yeni iş yapış biçimleri tanımlamayı hedefliyoruz. Bu da tüm müşterilerimizle birlikte adım adım ilerlemek anlamına geliyor.
Bu sürecin öncelikle kendi içimizden başladığını düşünüyoruz. Operasyonlarımızın, binalarımızın, veri merkezlerimizin ve ulaşım kanallarımızın düşük karbonlu bir gelecekle uyumlu olmasına özen gösteriyoruz. Aynı zamanda, çalışanlarımıza adil davranmak ve tedarikçilerimizin insan haklarına saygı göstermesini sağlamak da bizim için önemli.
Ancak daha fazlasını yapabileceğimize inanıyoruz. Milyarlarca dolarlık bir bilançosu olan küresel bir banka olarak, daha iyiye yönelik bir etki yaratma fırsatına sahip olduğumuzun bilincindeyiz. Bunu, müşterilerimizle diyaloğumuza ve finansman kararlarımıza
iklim değişikliği,
doğa ve
insan haklarına saygı gibi unsurları dahil ederek başarabiliriz.